- karalamak
- جرحسودشنعقذعلفق
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
karalamak — karalamak; pislemek. III, 324, 329 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
karalamak — i 1) Boya veya kalemle birtakım şekiller çizerek bir yeri kirletmek Duvarı karalamışlar. 2) Bir yazının üzerini çizerek onu geçersiz kılmak Son iki satırı karalamalı. 3) Taslak olarak yazmak veya çizmek Defteri elime alıp şu iki sayfalık yazıyı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cızıktırmak — i, hlk. Yazmak, karalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
harcıâlem — sf., Ar. ḫarc + ˁālem 1) Herkesin alabileceği, herkesin kullanabileceği, herkesin işine yarayan, her keseye uygun Pamuklu kumaş harcıâlemdir. 2) Hiçbir özelliği olmayan, yeniliği olmayan, basmakalıp O mesleğe girenleri hırpalamak, gülünçleştirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
karalama — is. 1) Karalamak işi 2) El alıştırmak için çok tekrarlanarak yazılan yazı 3) Üstünde düzeltmeler yapılan, temize çekilmemiş yazı taslağı, müsvedde İlk şiirim olan bir türkü güftesini, Üsküp türkülerinde gördüğüm vezinle karalamaya başladım. Y. K … Çağatay Osmanlı Sözlük
karamak — i, hlk. 1) Hor görmek Merhametin çoktur beni karama / Beni görüp mah yüzünü bürüme. Karacaoğlan 2) Karalamak, kara çalmak, lekelemek 3) Kötülemek, yermek … Çağatay Osmanlı Sözlük